Bakara Suresi Anlamı Ve Bakara Suresi Türkçe Açıklaması

Bu yazımızda sizlere, Bakara Suresi; ve Bakara Suresi anlamı ile Bakara suresi açıklamasından söz edeceğiz. Bakara Suresi Türkçe açıklamasından söz edeceğiz, ancak, Bakara Suresi oldukça uzun olduğundan dolayı, Bakara Suresi Türkçe açıklamasını, bölümler halinde MaviBoncugum.Com’da sizlere aktarmaya çalışacağız. Sitemiz içerisinde yer alan diğer yazılarda da Bakara Suresi anlamı, ve Bakara Suresi açıklamasına ulaşabileceksiniz…

Bakara Suresi Türkçe açıklaması, Elif, Lâm, Mîm ile başlamaktadır. Bakara suresi anlamının başlangıçta, Kur’an-i Kerin’den söz ettiğini anlamak zor değildir: Kötülüklerden korunacak olanlara hediye edildiğinden söz etmektedir. Kötülüklerden korunacak olanların, Kur’an-i Kerim’deki bilgilere inanacakları, namazlarını dürüst bir şekilde kılacakları, ve elde ettikleri rızıkları da Allah yolundan sapmadan harcayacakları Bakara Suresi üçüncü ayetinde anlatılmaktadır.
Bakara Suresi açıklamasından söz etmeye devam ederken dördüncü ayete geldiğimizde, Kur’an-i Kerim’e inananların, önceki gelen kitaplara da inanmalarının gerekliliği, aynı zamanda Ahiret inancının gelişmiş olması gibi duyguların bulunduğu kişilerin kötülüklerden korunacakların özelliklerine ek olarak anlatıldığı belirtilmektedir. Belirtilen hususlara inananların, Yüce Allah tarafından bir hediye ile ödüllendirilecekleri, Bakara Suresi anlamında, beşinci ayette belirtilmektedir. Bu kişiler, rahata erecek olan kişiler olarak belirtilmektedirler.
Bakara Suresi Türkçe açıklamasında, altıncı ayette, Kur’an-i Kerin’in varlığını, namazı, önceki kitapları, ve ahireti inkar edenler ile, rızıklarını Allah yolundan saparak harcayanların, uyarılsalar dahi inanmamaya devam edecekleri belirtilmektedir. Uyarılsalar dahi inkar etmeye devam eden kişilerin, inkarları nedeniyle, kulaklarının ve kalplerinin mühürlenmesi, gözlerine perde çekilmesi Allah tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu kişilerin, büyük azap içerisinde olacakları, Bakara suresi açıklamasının yedinci ayetinde belirtilmektedir.
Bakara Suresi anlamına bakmaya devam edip sekizinci ayete geldiğimizde, ahiret, ve Allah inançları olmadığı halde inandıklarını söyleyenler ile karşılaşırız. Bu kişilerin amaçları, Allah’ı, ve Allah’a inananları kandırmaktan başka bir şey değildir. Ancak Bakara Suresi, bu kişilerin sadece kendilerini kandırdıklarını belirtmektedir. Bu kişilerin kalplerinde hastalık olduğunu belirten Bakara Suresi, Allah’ın da, bu kişilerin hastalığını arttırdığını belirtmektedir. Bu kişiler, yalan söylemeleri dolayısı ile, elemle dolu bir azap ile karşı karşıya kalacaklardır. Bu kişilere, fesat çıkarttıkları, ve bunu yapmamalarının gerektiği söylendiğinde, bu kişiler, fesat çıkarttıklarını inkar ederek, fesat çıkartanları ıslah eden kişiler olduklarını söylerler; oysa, bu kişiler ıslah eden değil, ortalığı karıştıran kişilerdir, ama ne yaptıklarının farkında dahi olmazlar. Bu kişilere, Müslümanların inançlarına sahip olmaları söylenmektedir, ama bu kişiler, kendilerine söylenen bu söze şöyle karşılık verirler: ”Onlar beyinsizliklerinden inanıyorlar, bizler de mi onların beyinsizlikleri gibi beyinsiz olalım, ve inanalım?” Ancak, asıl beyinsizin kendileri olduğunun farkında dahi değildirler.
Bakara Suresi açıklamasını paylaşmaya devam eder, ve inanmayanları anlatırken, ondördüncü ayete geldiğimizde, bu kişilerin, Allah’a ve ondan gelenlere inananlara, kendilerin de inandıklarını söylediklerini, şeytana ise, onlardan olduklarını söylemeleri ile karşılaşırız. Şeytana, Allah’a inananlarla alay ettiklerini, onun için inandıklarını söylediklerini görürüz. Ancak, asıl Allah onlarla alay etmektedir, serseri bir şekilde dolaşmalarına izin vermektedir. Bu kişiler, kendilerine hediye edilenleri reddederek sapıklık yapmaya çalışırlar; ancak, ne yaptıkları işlerde kar edebilirler, ne de daha sonra pişman olup doğru yola dönebilirler. Bu kişiler, her bir yeni başlangıç yaptıklarında, Allah onların gözlerini karartır, ve etraflarını göremez olurlar. Ateş yakan bir kişinin, ateşin çevresinden başka bir yeri aydınlatamadığı gibi, bu kişiler de karanlıklar içerisinde kalırlar. Artık bu kişiler kördürler, dilsizdirler, ve sağırdırlar. Artık Allah yoluna dönemezler, mühürlenmiştirler.
Ateşin etrafındaki ışığa benzemeyenler ise, gökten yağan yağmura benzerler, karanlık, gök gürültülü, ve şimşekli, yoğun bir yağmur, yıldırım nedeniyle ölmekten korkan bu kişiler, kulaklarını tıkarlar, ama, onlar inkarcıdırlar, ve Allah, onların çevrelerini tamamen kuşatmış durumdadır. Önlerine düşen şimşeğin aydınlığı ile yürüyen bu kişiler, şimşeğin aydınlığı bittiğinde ise, oldukları yerde kalırlar. Allah ki, her şeyi yapandır, istese, onların kulaklarını sağır; gözlerini de kör ederdi elbette…
Bakara Suresi anlamına, yirmibirinci ayet itibariyle, daha sonraki yazımızda yer vermeye devam edeceğiz.

Yorum yapın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.