Fetih 1453 Yorumları Ve Sinema Kültürü Hakkında

Bu yazımızda sizlere Fetih 1453 hakkında biraz bilgi vermek istiyorum. Öncelikle belirtmeliyim ki, bir sinema eleştirmeni değilim, hatta film izlemeyi çok fazla sevmem, ve sinema kültürüm pek yoktur. Sıkıcıdır benim için bir filmi uzun saatler boyu seyretmek, karanlık ve havasız bir ortam pek hoşuma gitmez, ama Fetih 1453 yorumları, ve Fetih 1453 hakkında o kadar çok şey yazılıp çizildi ki, merak ettim. Evet, sinema kültürüm yok ama, izlememiş olmamak adına gittim, bir de, Muhteşem Yüzyıl gerçekten beğenerek izlediğim bir dizi, öncesini de izlemek güzel olur diye düşündüm…

Öncelikle sizlere, kendi Fetih 1453 yorumlarımı yazmak istiyorum: Fetih 1453 oyuncularının, film içerisinde kullandıkları Türkçe, kesinlikle Osmanlı Türkçesi değil, günümüz Türkçesidir. Günümüzde bile çok sık kullanılmayan ”nefis” kelimesi, Fetih 1453 oyuncuları tarafından, Fetih 1453’te kullanılmıştır. Muhteşem Yüzyıl’ın aslını yansıtmadığı söyleniyor; ancak, Fetih 1453’te kullanılmayan ”zinhar” kelimesi dahi, Muhteşem Yüzyıl’ı farklı hale getiriyor… ”Bence.” Dediğim gibi asla bir sinema eleştirmeni değilim, ve film izlemeyi seven, ya da sinema kültürü olan bir insan da değilim, bundan önceki sinemaya gidişim en az bir 2.5 ya da 3 sene öncesine dayanır: ”Muro”yu izlemeye gitmiştim, tarihini hatırlamıyorum.
Fetih 1453 yorumları arasında sözünü etmek istediğim bir diğer konu: Ulubatlı Hasan’ın ses tonu. Hasan rolü gerçekten çok güzel canlandırılmış Fetih 1453 oyuncuları arasında yer alan İbrahim Çelikkol tarafından, ancak, Ulubatlı Hasan’ın sesi, Fetih 1453’teki karakterine uymamış. Yine Muhteşem Yüzyıl ile karşılaştırmak istersek, Malkoçoğlu’nun sesinin, karakterine yakıştığını rahatlıkla söyleyebiliriz; İbrahim Çelikkol’un seslendirmesi bence, sesi daha kalın birisi tarafından yapılmalıymış…
Fetih 1453 yorumlarıma devam ederken, Fetih 1453’ün, insanları, kendi tarihlerinden, ve Fatih Sultan Mehmet’in cesaretinden şüphelendirmek şüphelendirdiğini de söylemek isterim. Yine kendi adıma yazıyorum ki: Fatih Sultan Mehmet kabuğuna çekilmiş, askerler kendi aralarında isyan başlatmaya çalışırken, Hasan bu isyanları bastırmaya çalışır, Fatih Sultan Mehmet’i ise kabuğundan çıkartan Ak Şeyh… Fatih Sultan Mehmet her şeyden vazgeçmişken onu yüreklendiren Ak Şeyh… Olaylar bu şekilde cereyan etmiş dahi olsa, Fetih 1453 zaten aslından sapmış bir film olarak, bence bu durumun da biraz değiştirilmesi gerekirmiş…
Fetih 1453 yorumları ile ilgili belirtmek istediğim son şey, filmde kullanılan savaş sahnelerinin fazlalığı… Ortalama 2 saat 45 dakika Fetih 1453 izleyen bir kişinin, o savaş sahnelerinde kan görmekten sıkılması muhtemel şeklinde düşünüyorum…
Bunun dışında sinema kültürü dedik, sinema kültürüne gelecek olursak: Dediğim gibi benim sinema kültürüm pek yoktur. Ama, sinema kültürüm yoktur’daki kastım, sinemada saygısızlık yaptığım anlamına da gelmez: Sinema kültürüm yoktur = Sinemaya gitmem… Fetih 1453 izlemeye giden çok sayıda öğrenci, ve genç vardı. En arka sıranın bir önünde oturuyordum, ve arka sıramızda sadece 3 genç vardı. En ön sıralar ise, Fetih 1453 izlemeye gelen öğrenci gruplarına ayrılmıştı. Öğrencilere lafım yok, arka sıramızdaki gençler ise, sinema kültürü değil, insanlıktan dahi uzak olan bir kaç kişiydiler. Filmin ilk 1 saatinde sorunsuz bir seyir gerçekleştirdik; fakat, aranın sonrasında, oturduğum sandalyenin sallanmaya başladığını hissettim. İlk tepkim: ”Deprem mi oluyor?” Başın dönüyordur dediler… Ama insan kendini bilmez, ve başının döndüğünü hissetmez mi, oturduğum sandalye zaman zaman sallanıyor. Dönüp arka sıraya baktığımdaysa, arkamda kimse yok ki kimi suçlayabilirim? Yerimi değiştirdim. Sallanma daha az oldu, ama bu sefer de yanımdaki kişi rahatsız oldu, ve diğer arada, ayaklarını sandalyelere vurmamalarını söyledi… Gençlerin hali gayet pişkin: sandalyeye vurarak: ”Şimdi sallanıyor mu” Evet dediğimizde, özür dileyip, birdaha olmayacağını söylediler. Biz filmi izlemeye devam ederken ise gençler kıpırdanmaya başladı, Fetih 1453’ten sıkıldıkları belliydi. Film bitmeden gideceklerdi, toparlanıyorlardı; son kalan ise, olduğu yerden ayrılmadan önce, sandalyeye resmen tekme attı… Bu mudur gençlik? Bu mudur sinema kültürü? Bu düpedüz saygısızlık… Tabi kişi her zaman kendine yakışanı yapar. Allah herkese akıl fikir versin demekten başka elimden çok fazla bir şey gelmiyor ne yazık ki…

Yorum yapın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.